Friday, January 15, 2010

hapşuu

ilk belirtiler başladığında pek farkında değildim başıma neler geleceğinin. gençliğime güveniyor bağrı açık dolaşıyordum sahilde, sabahlıyordum balkonlarda içkilerin dibine vurarak.

önce öhüm öhüm diye genizimi temizlemeye başladı vücudum benden bağımsızca, hafiften ama çok hafiften zor anlayabildiğim bir acı eşiğinde boğaz tarafımda hassaslık oluşmaya başladı.

müdahale etmeye vakit bırakmadan ilk hapşuruk çıktı ağzımdan fütursuzca.

benicalcold+pastil yatıştırmada yardımcı olsa da gece ben uyurken sinsice içimde yayılan kuyruklulara ben yetişemedim. evet aynen öyle oldu.

artık hem gözlerim hem de burnum ağlıyor. artık hem yanaklarım hem de burnum kırmızı.

sürekli sıvı kaybı yaşanan bünyemde oluşan hali reddedip daha fazla gençlik ateşimi takip etmeye kalkışsam da bana hep göz yaşlarıyla dönüyor istemsiz akan göz yaşları.. nadir yaşanan bir durum ve kuyrukluların böyle özel bir şeyi bu kadar haince kullanması canımı sıkıyor.

gitmek istediğim bir oyun ve konser varken. hatta jean. hatta geliyorken. şuan evde oturmuş bunları yazdığımı görsem inanmam.

kafamı güzel yapan, gözlerimi akıtan, burnumu ağlatan kuyruklular!
boyun eğmicem size,

çıkıyorum abi ben dışarı!



No comments: