Friday, January 8, 2010

son günlerde gömleğimin iç cebinde ufacık bir nokta belirmeye başladı..
oturup balık yedim afiyetle..
zıpladımzıpladım ve düştüm..
dokundum, baktım, dokundum ve yine baktım..
giyindim yavaşça sonra da soyundum..

kafamı açıp içine sayfa sayfa kitap doldurdular..
merdivenlerden çıktım portakal bahçelerine..
elim yataktan aşağıya sarktı, göz bebeğim son sola kaydı..

sütümü içtim..
bir kaç cinayet işledim..

tavşan gelecek dedi..
içimden geçtiler ve geldiler..

uyuşturucu için bedenimi sattım..

kadınımı aldım ve biraz ülkeyi turladık, kan izleri bırakarak..

ayağımın aksaması geçti sonunda..

beni eroin komasından aşk dansı yaptığım adam kurtardı..

ölü kalbimi ancak sen canlandırabilirsin çizgili bacak..

gidelim desem gelir misin..

parmağını yala ve kıçıma sok sevgilim.

kapılardan geçtim hep sen oldum yine sen oldum becerdim herkesi sen diye seni..

tek bir akıl hastanesinde geçmişi de geleceği de yazdım..

bürokrasiye göre sıçar oldum, hayallerimde girdim içine, yine de astılar beni..

1 comment:

zigzag said...

"sana gül bahçesi vadetmedim'de greenberg

şizofreniden kurtulan karakterini

okulun önünden geçirir.

bir ilkokulun önünden.

deborah oynayan çocuklara bakar, ilaçlar sayesinde soğuk kanlıdır ve gülümser. hastalığından artık tamamen kurtulmuştur.

anlatabiliyor muyum?

1964'de greenberg herkese "delisiniz.” demenin en ince, en kibar yolunu icad etti.

yakınlarda park var. bilirsin"

Kulqa